Aliağa Belediyesi
Aliağa’da Hayatı Yaşa !
20 Nisan 2024 Cumartesi
Hava Durumu
14 °
Kyme'de Yer Alan Kalıntılar

Kyme antik kenti özellikle kamusal ve ticari alan için uygun tam olarak iki tepe arasındaki düzlükte ve denize çok yakın bir alanda bulunmaktadır. Kazılar, kentteki üretim ve ticaret faaliyetlerinin Geometrik Dönemden, Geç Bizans Dönemine kadar devam ettiğini ortaya koymuştur. Yapılan kazı çalışmalarında 2017 yılına kadar açığa çıkarılan yapılar; liman, sur duvarları, stoa, tiyatro, Hellenistik-Roma agorası, Geç Hellenistik Döneme ait küçük tapınak, Kuzey Tepe’deki Kybele/Koutrophoros/İsis Tapınağı, Güney Tepe’deki yerleşim alanı ve Bizans Dönemine ait kale yapısıdır.


Kyme antik kentinin limanı MÖ 8. yüzyıldan itibaren kentin gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Günümüzde Aliağa ilçesi sınırları içinde yer alan kentin sanayi ve ticaret alanındaki gelişmesinde konumun etkisi Antik Dönemde olduğu gibi bugün de etkilidir. Hesiodos’un aktarımları doğrultusunda, Kymeliler MÖ 8. yüzyılda kıyı kenti olmanın farkındalığı ile deniz ticaretini yapan Antik Dönem kentlerinden biriydi. Liman alanına ait kalıntılar, 190 metre uzunluğundaki iskele yapısıdır48. 1979 yılında liman alanında şu an İzmir Müzesi’nde sergilenen Hellenistik Döneme ait, bronz koşan atlet heykeli bulunmuştur. Antik Çağdan günümüze ulaşan az sayıda bronz eser olması bu heykelin önemini artırmaktadır.


Kyme kent surları, kenti güney ve kuzeyden çevrelemektedir. Sur duvarının başlangıç noktası liman alanındadır. Yapılan araştırmalar sonucunda sur duvarlarının kuzey ve güney ucunda iki kapı tespit edilmiştir. Bu yapılar “Deniz Kapısı” ve “Pervazlı Kapı” olarak adlandırılmıştır. Sur yapısında yapılan araştırmalar, yapının MÖ 4. yüzyıl sonu-MÖ 3. yüzyıl başına ait olduğunu ortaya koymuştur. Yapıda kullanılan blokların arkeometrik analizleri, surda kullanılan andezit blokların Kyme’nin 15 kilometre güneyinde yer alan ocaktan getirildiği sonucuna ulaşılmıştır. Sur duvarlarının üst yapısının oluşmasını sağlayan blokların ise Phokaia yakınlarındaki taş ocaklarından getirildiği tespit edilmiştir.


Stoa, Kyme kentinin agora yapısından liman alanına doğru kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda 125 metre uzunluğunda, 15 metre genişliğinde dikdörtgen büyük bloklardan oluşmaktadır. Yapılan çalışmalarda temel seviyede korunduğu gözlemlenmiştir. Stoanın temel bloklarının yoğun bir yangın tabakası üzerine yerleştirildiği görülmüştür. Yangın tabakası Arkaik Döneme tarihli olup, alanda bulunan seramikler MÖ 8. yüzyıl sonu ile MÖ 7. yüzyılın başlarına tarihlendirilmiştir. Arkaik Dönem tabakası üzerine konumlandırılan Kyme stoası ise yapılan araştırmalar sonucunda, en erken evresinin MÖ 4. yüzyıl sonları-MÖ 3. yüzyıl başları olduğu tespit edilmiştir.


Tiyatro, kentin Kuzey Tepe mevkiinin güneybatısında yer almaktadır. Tiyatronun Hellenistik Dönemde inşa edildiği tespit edilmiştir. Caveası doğal yamaçtan yararlanılarak oluşturulmuştur. Bu özelliği ile Hellenistik tiyatroların karakteristik özelliğini taşımaktadır. Kyme tiyatrosunun Roma Döneminde ikinci bir evresinin olduğu yapılan araştırmalar sonucunda tespit edilmiştir. Bu dönemde, su oyunlarının oynanabilmesi için orkestra alanı genişletilmiş ve genişletilen alan mermer plakalar ile kaplanmıştır. Bizans Döneminde ise üç ayrı kireç ocağının tiyatroda faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir.


Agora’da yapılan çalışmalarda; kaideler, eksedralar ve portikolar gibi Roma meydanlarının karakteristik unsurları ile karşılaşılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda, Geç Bizans Dönemine kadar yaşamın devam ettiğini gösteren çeşitli yapılara rastlanılmıştır. Bu yapılardan biri geç dönemde inşa edilen tek nefli-apsisli kilise doğrudan Agora’nın döşemesi üzerine oturtulmuştur. Kilisenin dışında, kuzeydoğu kenarda yapılan kazılarda, 44 mezar açığa çıkarılmıştır. Az sayıda ele geçirilen buluntular ışığında nekropol alanı MS 5-7. yüzyıl arasına tarihlendirilmiştir. Çocuk gömü sayısı oldukça fazla olan bu mezarlarda bütün iskelet bulmak pek mümkün olmamıştır. Nekropol doğu-batı doğrultusunda ilerleyen cadde tarafından son bulmaktadır.


Küçük tapınak olarak adlandırılan yapı, dikdörtgen plana sahip ve tiyatronun güneydoğusunda yer almaktadır. Alanda yapılan çalışmalarda, tapınak yapısının öncesinde MÖ 4-3. yüzyıla tarihlenen konut mimarisine ait kalıntılar ile karşılaşılmıştır. Tapınağın ise MÖ 2-1. yüzyılda konut yapısı üzerine inşa edildiği tespit edilmiştir. 1984 yılında Vedat İdil başkanlığında yürütülen bu çalışmalarda, MÖ 1. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen Satyr’e ait bir heykelin kaidesi bulunmuştur. Kaidede yer alan yazıtta heykelin Serapis’e adandığı anlaşılmıştır. MS 2. yüzyılda Roma İmparatorluk Döneminde de kullanım gördüğüne dair veriler ele geçmiştir. Söz konusu alanın MS 5-6. yüzyıllarda ise tamamen kullanım dışı olduğu ve yağmalandığına dair kuvvetli izlere rastlanılmıştır. 


Kybele/Koutrophoros/İsis Tapınağı, şehrin akropolü olan Kuzey Tepe’de yer almaktadır. Tapınak, Aliağa Körfezi ve Smyrna’yı Pergamon’a bağlayan yola hakim konumdadır. Bu alanda ilk olarak 1925 yılında Salac başkanlığında yürütülen çalışmalarda açık hava tapınımına işaret eden bazı verilerle karşılaşılmıştır. 1990 yılında Lagona başkanlığında tapınakta yürütülen çalışmalarda yapının üç ayrı dönemde, üç ayrı tanrıçaya ithaf edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Öncelikle yapının Arkaik Dönemdeki varlığına dair ilk somut veri, alanda bulunan Aiol sütun başlığıdır. Bu dönemde yapının Kybele’ye atfedildiğini düşündüren iki önemli buluntu tespit edilmiştir. Bu buluntular; tahta oturan Tanrıça Heykeli ve Kybele naiskosudur. Yapı Geç Klasik- Erken Hellenistik Dönemde genişletilmiş ve üç bölümlü Ionik bir tapınağa dönüştürülmüştür. Yapının bu tabakasında yürütülen çalışmalarda, çok sayıda ele geçen kourotrophos figürinleri ile beraberinde bulunan tapınak oğlanı figürinleri bu dönemde yapının kourotrophosa ithaf edildiğini düşündürmüştür. MÖ 2. yüzyılın ikinci yarısında İsis kültünü kente dâhil etmek için yeniden inşa edilmiştir. İsis kültü ile bağlantısı tapınak kazıları sırasında ele geçen yazıt ile tespit edilmiştir.


Kyme antik kentinin Güney Tepe alanı kentin yerleşimine dair veriler ortaya koymuştur. 1988 yılında bu alanda, Massimo Frasca tarafından yürütülen çalışmalar, yerleşim alanının MÖ 8. yüzyıldan MS 7. yüzyıla kadar devam ettiğini kanıtlar niteliktedir. Çalışmalarda, MÖ 8. yüzyıldan MÖ 4. yüzyıla kadar herhangi bir konut yapısı tespit edilmemiş, bu nedenle alanda bulunan seramikler yardımıyla tarihlendirme yapılmıştır. Konut yapısına dair en erken örnek MÖ 4. yüzyıla tarihlenmektedir. Şu ana kadar yapılan çalışmalarda, yerleşim alanının MS 7. yüzyıldan sonra terk edildiği düşünülmektedir.


Limanın yanında bulunan Kyme antik kentinin Bizans Dönemine ait kale yapısı MS 12. yüzyıla tarihlenmektedir. Yapı düzensiz beşgen bir forma sahiptir. Kalenin iç planı dikdörtgen geniş bir avlu ve avlunun etrafında sıralanan mekânlardan oluşmaktadır. Kale duvarlarının pek çoğu devşirme taş ile oluşturulmuştur. Kaleye kuzeydoğu köşeden giriş yapılmaktadır. İki kule yapısı kaleyi koruma amacıyla yapılmıştır. Bu alanda yaşam, 1415 yılında Osmanlı Padişahı I. Mehmet tarafından alınana kadar devam etmiştir.
Kyme antik kentinin etrafı ne yazık ki sanayi kuruluşları tarafından çevrelenmektedir. Sanayi kuruluşları üçüncü derece arkeolojik SIT üzerine konumlandırılmıştır. Bu alanlarda İzmir Müze Müdürlüğü tarafından kurtarma kazıları yürütülmektedir. Bu çalışmalar Kyme’nin nekropol (mezarlık) alanları hakkında bilgi edinmemize büyük katkı sağlamaktadır. Kurtarma kazılarında nekropoller dışında; antik yollar, işlikler ve su sarnıçları da tespit edilmiştir. Kyme antik kentinin nekropol alanı, körfezin güney noktasından başlayarak yarım daire şeklinde kentin kuzeyinde bulunan iki tümülüs mezarla son bulmaktadır.


Kentin kuzey tarafında bulunan nekropol ilk olarak 1881 yılında Reinach tarafından yapılan çalışmalarla tespit edilmiştir. Kyme’nin nekropol alanlarına kısaca değinmek gerekirse; Batı Limanı adı verilen nekropol Kyme’nin güneybatısında yer almaktadır. Alanda yapılan çalışmalarda edinilen buluntular ışığında nekropol alanının MÖ 5. yüzyıldan MÖ 1. yüzyılın sonuna kadar kullanıldığı tespit edilmiştir. İzmir Demir Çelik (İDÇ) Nekropolisi kentin bir kilometre güneyindedir. İDÇ Nekropolünün mezar hediyeleri göz önüne alındığında, antik Kyme insanlarının kuyumculuk konusunda geldikleri noktayı anlamamız nedeniyle önemlidir. Nekropolde yapılan çalışmalarda bulunan mezar hediyelerinden en erken tarihli örnek MÖ 625-550 yıllarına aittir. Özellikle kadın mezarlarından ele geçen altın takıların Hellenistik Döneme ait olduğu tespit edilmiştir. Kentin güneydoğusunda yer alan Dört Yıldız Nekropolisi’nde ise MÖ 7. yüzyıldan MS 7. yüzyıl başlarına kadar kullanım gördüğüne ait buluntular saptanmıştır.


Kyme’nin bir kilometre doğusunda Habaş Nekropolisi bulunmaktadır. Nekropol, Kyme ile Pergamon arasındaki bağlantıyı sağlayan yol güzergâhındadır. İzmir Müze Müdürlüğü tarafından yürütülen kurtarma kazılarında nekropolün, MÖ 7. yüzyıldan MS 4. yüzyıla kadar uzun yıllar kullanıldığını kanıtlayan arkeolojik verilere ulaşılmıştır.


Kentin kuzeyinde ise iki tümülüs mezar açığa çıkarılmıştır. 1995 yılında İtalyan Kazı Heyeti tarafından tespit edilen tümülüs mezarın Antik Dönemde soyulduğu saptanmıştır. Verger tarafından yürütülen çalışmalarda Kelebek Tepe olarak adlandırılan ikinci tümülüsün iki kez yağmalandığı ve MÖ 7. yüzyıl ile MÖ 5. yüzyılda kullanım gördüğü tespit edilmiştir.


Kyme antik kenti MÖ 8. yüzyıldan MS 12. yüzyıla kadar geniş bir tarih aralığında sürekli bir yerleşime ev sahipliği yapmıştır. Ne yazık ki sanayi kuruluşları arasında kalması nedeniyle oldukça şanssız antik kentlerden biridir. Kentte yapılan çalışmalarda edinilen bilgiler Aiolis Bölgesi ve Arkeoloji bilimi açısından oldukça önemlidir. Kyme antik kentinin korunmasına ve açığa çıkarılmasına katkı sağlayan tüm bilim insanlarına, nekropol alanlarında kurtarma kazıları yürüten İzmir Müze Müdürlüğüne ve uzmanlarına, Aiolis Bölgesi kentlerinin yayınlarla tanıtılmalarına destek veren Aliağa Belediyesine katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
 

Muğla Yamaç Paraşütü
03/x Fotoğraf
Lüfen indirmek istediğiniz çerçeve modelini seçiniz
Paylaş
E-Posta Adresi Giriniz